'-Gỉzєм •••
Mesaj Sayısı : 141 Kayıt tarihi : 04/02/11 Yaş : 28 Nerden : K.Maraş
| Konu: " Alcakaranlık " ın Yapım Öyküsü C.tesi Şub. 05, 2011 12:09 pm | |
| Mavericks Films yapımcılarından Greg Mooradian, “Twilight”ı yayınlanışından önce okumuştu. “İşimin bir parçası olarak yeni materyal için sürekli araştırma yaparım. Birçok kitabın yayınlanmadan önceki taslaklarını okurum. Bu kitap masama geldiğinde elimden bırakamadım. Bir genç kızın vampire aşık olması fikrini görünce kafama bir ton tuğla çarpmış gibi hissettim. Zaten kitap yayınlandıktan sonra her düzeyde hak ettiği ilgiyi fazlasıyla gördü” diyor Mooradian…
Öyküde Mooradian'ı çeken unsur egzotik yapısı değil, evrensel içeriğiydi. “Bugüne kadar binlerce vampir filmi yapıldı” diyor, “Bunu diğerlerinden ayıran yönü bir aşk hikayesi olmasıdır. Bu öyküdeki vampirizm boyutu, ergenlik çağındaki gençlerde sıkça görülen `Seni istiyorum ama seninle olamam' şeklindeki duygunun metaforu olarak verilmiştir. Gençlerin özlemini çektiği duyguların ifadesinde vampirizm olgusunun harika bir metafor olacağını düşündüm.”
Mooradian sözlerine şöyle devam ediyor: “Ergenlik çağındaki genç kızların belli eğilimleri vardır. Çıktıkları çocuğu aileleriyle tanıştırdıklarında onların benimsemesini umarlar. Ancak çıktığı gencin esrarengiz ve karanlık yönleri olduğunda bu tavırlarının arkasında ne gibi bir sır olduğunun kilidini çözme yönünde güçlü bir arzu duyarlar. Buradaki sır, sevgili adayının bir vampir olmasıdır. Edward'ın vampir olduğunu açıklamasından itibaren Bella sonuçları ne olursa olsun çok ilerilere gitmeye hazırdır.”
Yazar Stephenie Meyer'in yayınlanmış ilk kitabı “Twilight”tı. Daha sonra hiç yavaşlamadan üç kitap daha yazarak seri haline getiren Meyers, “Yazarlığa ilk kez soyunan birisi olarak normalin ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Hala da yok. Bu işe başlarken herhangi bir beklentim yoktu. Daha kitap piyasaya çıkmadan önce film teklifi gelmişti. Kitabım raflardaki yerini alıncaya kadar bir daha gelmesini beklemiyordum” diyor.
Kitap listelerinin zirvesini zorlayan satış rakamlarına rağmen kendisini “Önce anne, sonra yazar” sözleriyle tanımlayan Meyer, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu kitabı yazmak bence kişisel bir olaydı. Okurların bu kadar iyi tepki vermesi karşısında şaşırdım. Yarattığım karakterleri insanların ne kadar çok benimsediğini ve önem verdiğini görmek beni hala mutlu ediyor. Kitabım sayesinde yaşamının değiştiğini söyleyen mailler alıyorum.”
Brigham Young Üniversitesi'ne bağlı İngiliz Edebiyatı Bölümünden mezun olan Stephenie Meyer, “Twilight” fikrinin bir rüyadan kaynaklandığını belirterek şöyle diyor: “Uyandığımda bir sonraki adımda ne olacağını bilmek istiyordum. Rüyanın gerisini ben tamamlayabilirim diye düşündüm. İlk günde 10 sayfa birden yazdım. Gerisi o kadar çabuk geldi ki, bitirdiğimde ben bile kitabın bittiğine inanamadım.”
Meyer'in kitap üzerinde son eklemeleri yaptığı günlerde Mooradian da boş durmadı. “Twilight” efsanesini film serisi olarak geliştirme fikrini Summit Entertainment'a götürdü. Romanın konsepti ve cazip karakterleri her açıdan film serisi için uygun görünüm sergiliyordu. Yapımcı Wyck Godfrey'in bu konudaki yorumu şöyle: “Trajik bir aşk hikayesinin arka planında doğaüstü fantezi unsurlarının olması harika bir kombinasyondu. Bunun üzerine bir de çok-satan kitap serilerini ekleyince hayranlar zaten hazırdı. Hepsi karakterleri çok seviyordu. Daha önce `Twilight'ı hiç duymamış yeni izleyici kitleleri için elimizde gerçekten iyi kaynaklar vardı. Kitapları çok önceden keşfetmiş olanlar gibi `Twilight' efsanesiyle yeni tanışanların da aynı tepkiyi vereceğine emindik.”
Godfrey sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu filmde çok büyük miktarda tehlike unsuru vardır. Aynı zamanda ergenlik çağındaki gençlerin yasaklanmış şeyleri yapmasının getirdiği bir heyecan da vardır. İzleyici böyle şeylerle kolayca bağlantı kuracaktır. Üstelik sadece kızlar değil, erkek izleyiciler de tehlikeyi, aksiyonu, gerilim boyunu keşfedecektir. Sonuçta vampirler daima heyecan verir.”
Filmin prodüksiyon amirliğini üstlenen yapımcı Karen Rosenfet ise, kitaptaki öykü çizgisinin “Romeo - Jülyet” tadında olmasının hoşuna gittiğini belirterek şunları ekliyor: “Altan alta süregiden cinsel gerilim boyutuyla Romeo - Jülyet tadı aldım. Sanırım hepimizin içinde bir miktar Bella var. Bir karakter olarak son derece kolay ulaşılan ve benimsenen yapıya sahip… Özellikle de Bella karakterinin varlığı nedeniyle böyle bir filme imza atmak istedim.”
Kitabın yazarı Stephenie Meyer, yazdığı yapıtının filme çekilmesi olasılığından heyecan duyduğunu, yapımcılardan tek isteğinin kitaba sadık kalınması olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Filme çekilirken mahvedilen kitapları hepimiz biliyoruz. Yapıtımın filme çekilişi esnasında korumak istediğim birçok şey vardı. Kurallarım çok basitti: Kitapta ölmeyen bir karakteri öldüremezsiniz. Cullens ailesi filmde doğru isimleriyle yer almalı, karakter yapıları kitaptaki gibi olmalı. Buna benzer isteklerim oldu. Kitabımın altyapısının aynen filmde olmasını istedim.”
Yazarın isteklerine hassas olan film yapımcıları, kitaba mümkün olduğunca sadık kalma konusunda kararlıydılar. Yapımcı Mooradian bu konudaki felsefesini şu sözlerle anlatıyor: “Bu kitap çok sayıda genç kız için kutsal kitap gibidir. Öyküyü yazıldığı şekliyle anlatmamız gerekiyordu. Hazırlanan senaryoyu Stephenie de sevdi. Ama aynı zamanda kesin ilkeleri vardı. Biz de elimizden geldiğince uyguladık. Bunların hepsi filmin yararına oldu. Örneğin kitaptaki şöyle bir cümle vardı: `Ve aslan kuzuya aşık oldu'. Biz bu bölümü hafifçe değiştirmiştik. Stephanie şiddetle karşı çıkarak olduğu gibi konulmasını istedi. Çünkü çok sayıda genç kız bu sözü ayak bileklerine dövme yaptırmıştı. Önce şaka yapıyor zannettik ama şaka değildi.”
Yapımcılar filmin yönetmenliği için Catherine Hardwicke'e öneri götürdüler. Geçtiğimiz yıllarda “Laurel Canyon”, “Vanilla Sky” ve “Three Kings” gibi filmlerde prodüksiyon tasarımcısı olarak çalışan Catherine Hardwicke, ilk yönetmenlik sınavını “Thirteen” adlı ödüllü çalışmasında vermişti. Senaryosunu da yazdığı “Thirteen”de sorunlu bir gencin annesiyle ilişkisine muhalif bir bakış açısı getirmişti.
Yapımcı Mooradian bu tercihin gerekçesini şu sözlerle açıklıyor: “Özellikle kadın yönetmen bulmak gibi bir önyargımız yoktu. Ancak kitabın okurlarının büyük bölümünün genç kızlar olması nedeniyle onların bakış açısını anlayabilecek bir yönetmen olsun istiyorduk. Catherine o yaş grubunu kucaklayan bir yönetmendi. Ergenlik çağındaki gençlerle kolay bağlantı kuruyordu. Filmografisine bakarsanız ne kadar doğru bir tercih olduğunu görürsünüz. Böyle bir filme kadın yönetmen bulduğumuz için şanslıydık. Aynı şekilde senaryo yazarının da kadın olmasıyla bu misyon yerine getirilebilirdi.”
Catherine Hardwicke'in kitapla ilgili yorumu şöyle: “Kitabı okuduğumda kendini kaybedercesine tutku karşısında büyülendim. Stephenie'nin otantik tarzda yazdığını düşünüyorum. `Twilight'ta görsel ve sinemasal açıdan büyük potansiyel vardı. İlk kez aşık olan bir genç kızın neler hissettiği, bir vampire dönüşmeyi isteyecek kadar çok sevmek gibi konular ilgimi çekti.”
Filmin ana izleyici kitlesinin lise çağındaki kızlar olması nedeniyle senaryo yazımı için Melissa Rosenberg'in ismi gündeme geldi. “Party of Five” ve “The O.C.” gibi televizyon dizilerinin yazarı olarak tanınan Melissa Rosenberg, bir balerin genç kız ile sokak dansçısı genç erkek arasındaki gençlik aşkını başarıyla anlattığı “Step Up” adlı filmle ismini geniş kitlelere duyurmuştu.
Son günlerde romantik kahramanı bir seri katil olan “Dexter” adlı filmin de senaryosuna imza atan Melissa Rosenberg'in “Twilight - Alacakaranlık” ile ilgili yorumu şöyle: “Bu proje sayesinde gençler için birşeyler yazma sevgimle korku tarzının gotik yapısını evlendirdim. Beni davet ettiklerinde gençler ve vampirler var dediler, hemen oradaydım. Kitabın ruhuna sadık kalınması konusunda hayranlardan gelen yoğun baskı vardı. Bu öykünün milyonlarca hayran için ne kadar önemli olduğunu biliyordum. Onların kalbini kazanmak istiyorsak, kitaba sonuna kadar sadık kalmalıydık. Aslında elimizde böyle zengin bir materyal olması bizler için bir hediye gibiydi. Kitabın satırları arasından çıkıp başka yere gitmek gibi bir niyetim hiç olmadı.”
Rosenberg sözlerine devamla şunları ekliyor: “Bu kitapta bir genç kız ile bir vampir arasındaki aşk vardır. Bu aşkın önündeki en büyük engel, erkeğin kızı her an öldürebilecek olmasıdır. Bella ile Edward arasındaki dengeyi çok sevdim. İkisi arasındaki çekim gücünde evrensel boyutlar var. 17 yaşındaki her genç kız, esrarengiz ve ulaşılmaz bir erkeği görmenin ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Kitapta bu evrensel deneyimin bir üst düzeye taşınarak fantastik boyutlar katıldığını görüyoruz. Keşke her zaman sadece genç kızlar için birşeyler yazabilsem, çok mutlu olurdum. Çünkü genç kızlar birşeyi sevdiği zaman tüm kalpleriyle kucaklarlar. Kitaplar ve filmler için en iyi izleyici kitlesi onlardır.”[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] | |
|