“Twilight”ın yazarı Stephenie Meyer, kitaplarının konusunun geçeceği yer için Birleşik Amerika'nın en yağmurlu yerleri hakkında web araması yaparken Washington eyaletindeki Forks kasabasını seçmişti. Direkt gün ışığını çok az almasıyla tanınan bu bölge, Cullen ailesinin yaşayacağı yer olacaktı. Çünkü gün ışığı Cullen ailesini normal insanlardan daha fazla olumsuz etkiliyordu.
Filmin çekimini yapmak için karanlık, kasvetli ve sisli puslu bir bölge aramaya başlayan film yapımcıları, kitapta sözü edilen Forks kasabasındaki hava koşullarını yansıtan ortamı Oregon eyaletinde buldular. Üstelik burası film yapımı koşulları açısından da uygun bir yerdi.
Yönetmen Catherine Hardwicke, bu bölgenin neden tercih edildiğini şu sözlerle açıklıyor: “Böyle bir bölgenin seçilmesi filmin genel ortamı açısından çok önemliydi. Çünkü ortamın filmde başlıbaşına bir karakter olmasını istiyorduk. Farklı iklim koşulları ve doğa harikalarıyla Olimpik Yarımadası istediğimiz gibi bir yerdi. Bölgede dev görünümlü ağaçlar da olduğu için Cullen ailesinin yaşadığı ağaç evi burada yapabilirdik. Ayrıca kesintisiz yağmur ve sis olayları da tam bize uygundu.”
Filmin 48 günlük çekim süreci, yapımcıların beklediğinden çok daha zorlu oldu. Yapımcı Greg Mooradian bu süreç konusunda şu bilgileri veriyor: “Filmin çekimleri fiziksel anlamda gerçekten zorlu oldu. Oregon'da birbirinden harika mekanlar vardı ama stüdyo ortamının avantajlarını bulmak mümkün olamazdı. Sık sık ormanların derinliğine giderek tüm ekipmanlarımızı oraya taşımak zorunda kaldık. Optimal ışık koşullarını yaratmak da epeyce zor oldu. Portland bölgesinde gerçekten tuhaf hava koşulları vardı. Sadece sabahtan öğleye kadar olan sürede bile hava koşulları dört defa değişebiliyordu. Özellikle dış mekan çekimlerinin yapıldığı sırada bu koşullar bizim karşımıza büyük zorluklar şeklinde çıktı.”
“Twilight”ta birbirinden şaşırtıcı akrobatik hareketlerin de yer alması gerekiyordu. Bu sahnelerin tasarımını ikinci ünite yönetmeni ve dublör koordinatörü Andy Cheng hazırladı. Andy Cheng'e göre, vampirlerin sahip olduğu akrobatik süper güçleri sergilemenin en etkin yolu tel çalışmasıydı. Bu konuda nasıl bir çalışma yaklaşımı uyguladığını şöyle açıklıyor: “Hazırlık süreci boyunca, hatta çekimler sırasında bile Catherine ile sürekli görüş alışverişi yaptık. Vampirlerin fiziksel hareketlerini nasıl sergileyeceğimiz konusu üzerinde konuştuk. Vardığımız ortak nokta, vampirlerin hareketlerinin gerçek anlamda hızlı olması, ancak ışık hızında olmamasıydı. Çok uzaklara sıçrayabiliyorlardı. Bu nedenle hareketlerinin kedi tarzı olmasını öngördük. Bu konuda dublörleri telle bağlamanın bize büyük yardımı oldu. Daha zor olan sahneleri ise, kısaca CGI olarak bilinen bilgisayar kökenli efektler kullanarak çözümledik.”
Yapımcı Wyck Godfrey'in, Andy Cheng'in yaptığı çalışmayla ilgili yorumu şöyle: “Andy bu iş için en doğru araçları kullandı. Bence o kendi alanının en iyisidir. Donanımların nasıl çalışacağını bilir ve istediği sonuca en gerçekçi şekilde ulaşır. Yaptığı her işe dolu dolu enerji getirir. Bunların hepsi Catherine için de önemliydi. Catherine herşeyden önce performanslar, ilişkiler ve aşk hikayesi üzerine odaklanmayı seven bir yönetmendir. Bu nedenle güveneceği ve inanacağı birisini bulunca filmin aksiyon boyutunun olağanüstü olması kaçınılmazdı.”
Aktörlerin süper hızda koştuğu sahnelerin yapımında Sihirli Halı Yolculuğu adını verdiği bir donanım kullanan Andy Cheng, bu teknik konusunda şu bilgileri veriyor: “Sihirli Halı Yolculuğu adını verdiğim bu sistem, toprak üzerine serilen bir donanımdır. Böyle bir donanım üzerinde koşan veya yürüyen insanları uzun merceklerle veya yanlarında durarak çektiğiniz zaman onların arka plan ile ilişkisini görmüş olursunuz. Bu nedenle karakterlerin bu donanım üzerinde yürümesini seyretmek, sanki ekran üzerinde uçuyormuş çağrışımı yapar ki, bu da filmde varolmasını istediğim doğaüstü duygusunu getirdi.”
Anasayfa 
