Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Kellan'ın Türk Dergisine Ropörtajı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
K.Lutz

K.Lutz


Mesaj Sayısı : 34
Kayıt tarihi : 08/02/11

Kellan'ın Türk Dergisine Ropörtajı Empty
MesajKonu: Kellan'ın Türk Dergisine Ropörtajı   Kellan'ın Türk Dergisine Ropörtajı EmptySalı Şub. 08, 2011 7:02 pm

Kellan Lutz'un ilk defa bir Türk dergisine verdiği ropörtajı 2009 Özel Reset dergisinden alıntıdır...


Kellan Lutz reset Online Türk Dergisi Ropörtajı


Evli ve çocuklu Stephenie Meyer’ın kendi keyfi için yazmaya başladığı, yayımlandıktan sonra ise tüm dünyada özellikle gençler arasında bir fenomen haline dönüşen Twilight serisinin ilk filmi uzun bir bekleyişten sonra, sonunda geçtiğimiz Cuma Türkiye’de gösterime girdi. Filmin başrollerinden biri olan ve kitapta Cullen ailesinin üyelerinden Emmett Cullen karakterini canlandıran Kellan Lutz’a ulaşıp sorularımıza yanıt almayı başardık. Filmin kritiği ise yoğunlumuzdan dolayı ancak sonraki sayıya yetişebilecek.



[i]Biz Twilight serisi ve filmi hakkında çok şey biliyoruz ama Türkiye’de kitaplar yakın zamana kadar Türkçe’ye çevrilmediği için seriyi okuyabilmiş olanlar çok değil. Bize filmden biraz bahsedebilir misin? Bu filmin bir parçası olmayı neden istedin?

Kellan: Dürüst olmak gerekirse, hep bu tarz bir rolü canlandırmanın hayalini kurmuştum. Kitaplarda okuduğumuz gizemli bir vampir olma fikrini severek büyüdüm. Erkek kardeşim biz küçükken Nosferatu klasiğini eve gizlice sokmuştu ve ben anında yaratığa bir hayranlık duymuştum. Twilight elime geçtiği zaman da, hepsini okudum ve Emmett’in benim için mükemmel karakter olduğunu hemen anladım. Kitabın bu kadar geniş kült bir hayran kitlesi olduğunu fark ettiğimde iyice şaşırdım, bu işin gerçekten olacağı varmış diye düşündüm.

Karakterin Emmett genelde en komik repliklerin sahibi olan rahat, sevecen ağabey tipi olarak biliniyor ama diğer yandan zaman zaman göz korkutucu olabilen tehlikeli bir yanı da var. Sen onun hangi yönünü canlandırmaktan daha çok zevk alıyorsun?

Kellan: Rahat, eğlenceli, sevecen ağabey tarafını daha çok seviyorum, ama Emmett’i koruyucu moda geçirmek de çok kolay oluyor. Bir kez onun ters tarafına denk gelirseniz, arkanızı kollasanız iyi edersiniz. Benim doğamda agresiflik yok, ama ben de sevdiklerimi ne pahasına olursa olsun koruyacağıma inanıyorum. Emmett’i canlandırmaktan gerçekten keyif alıyorum, Bella ile şakacı bir ilişkisi var ve ailesi daima ilk geliyor.

New Moon (Yeni Ay) çekimlerine önümüzdeki Mart’ta başlıyorsunuz. Sence yeni bir yönetmenle çalışmak zor olacak mı? Yönetmenin değişmesi ve ilkinin gişesi sayesinde elde edilen daha iyi bir bütçe devam filmlerini sence nasıl etkileyecek?

Kellan: Öncelikle, Catherine Hardwicke’ı seviyorum. Kendisi birlikte çalışmaktan en çok zevk aldığım yönetmenlerden biri oldu ama soruna cevap olarak, yeni bir yönetmenle çalışmanın zor olacağını zannetmiyorum. Chris Weitz çok yetenekli ve bizi yönlendireceği yeni yönü görmek için oldukça heyecanlıyım. The Golden Compass filmini çok sevmiştim; tam bir vizyon yaratırken, CGI ve yetenekli bir oyuncu kadrosunu harmanlayarak inanılmaz bir iş çıkarmıştı. New Moon’un yapımına neler katacağını görmeyi sabırsızlıkla bekliyorum. En iyisi daha geniş bir bütçeyle daha fazlasını yapabilecek olmamız, Chris’in hayranların New Moon’da görmek istediklerini harika bir şekilde hayata geçireceğini biliyorum.

Sadece ilk üç film için sözleşmeli olduğunu biliyorum. Eğer serinin son kitabı Breaking Dawn’ın filmini yapmaya karar verirlerse, projeye dahil olur musun? (Diğer kitaplardan biraz daha farklı olmasına ve bazı uç konuları işlemesine rağmen)

Kellan: Breaking Dawn’ı beyaz perdeye getirmek için geri döneceğimizi umut ediyorum. Emmett’in o kitapta o kadar çok komik anları ve replikleri var ki, o anları filmde hayata geçirme şansına sahip olmak için ancak dua edebilirim. En iyisi hepimiz bunu dileyip bekleyelim, hayranlarımızın bunu yaptığını biliyorum!

Oyunculuğa başlamanda sana ilham kaynağı olan favori film, dizi ya da hatırlanmaya değer anıların var mı?

Kellan: Aslında belirli bir şey beni aktör olmaya itmedi, bu sektörün içine düştüm sayılır. Sevdiğim bir şeyi denemek fırsatını değerlendirdim. Her gün farklı bir şey yapabildiğim için çok şanslıyım ve bu fırsat için minnettarlık duyuyorum.

İşte favorilerimden bazıları;
Filmler: Fight Club, Christmas Vacation ve Chevy Chase’in içinde bulunduğu her film.
Diziler: Family Guy, South Park, It’s Always Sunny in Philadelphia, Nip/Tuck, Weeds, Dexter, Home Improvement.

Gelecekte beraber çalışmayı hayal ettiğin favori yönetmen ve oyuncuların var mı?

Kellan: Ben de diğer herkes gibiyim, ünlülerin yanında heyecanlanabiliyorum ama bazıları var ki beni daha iyi bir oyuncu olmaya itiyor. Yaşayan en iyiler olduklarını düşündüğüm oyuncular Robert Redford, George Clooney, Brad Pitt, Leonardo Di Caprio ve Christian Bale. Yönetmenler ise Coen kardeşler, Guillermo Del Toro, Gus Van Sant, Ridlet Scott ve Tony Scott.

Geçmişte modellik yapmışlığın da var. O yolda devam etmeyi hala düşünüyor musun, yoksa oyunculuğu daha mı çok sevdin?

Kellan: Kendimi kamera aracılığıyla ifade etmekten çok hoşlanıyorum. Modellik benim için oyunculuğa bir kapı açtı ve yıllardır modellik yapmıyorum. Oyunculuğa büyük bir tutkuyla bağlıyım ve yaşlanıp, saçım beyazlayana kadar devam edebilmeyi umuyorum.

90210 adlı gençlik dizisinde klasik bir baş belası olan George karakterini canlandırdın. Dizideki kötü çocuk rolünü oynamaktan zevk aldın mı? İlerde başka filmlerde kötü adamı canlandırmayı ister misin?

Kellan: 90210’un bir parçası olmak çok eğlenceliydi. Birçok yetenekli oyuncu ve yönetmenle çalışmış oldum. George karakterini biraz daha geliştirme şansına sahip olmamızı dilerdim ama bu karakterden öğrendiklerimi alıp yoluma devam edebilirim. Her türlü farklı karakteri canlandırmaktan zevk alıyorum, çok yönlü olmamı ve limitlerimi test etmemi sağlıyor. Kötü çocukları oynamak ayrıca eğlenceli oluyor, George da öyleydi ama yolda karşıma bunun gibi başka fırsatların da çıkacağına eminim.

Bize yeni projen “Warrior” hakkında biraz bilgi verebilir misin? Nasıl bir karakteri canlandırıyorsun ve ilk defa bir filmde başrolü olmak senin için nasıl bir duyguydu?

Kellan: Warrior okulunun baş Lacrosse (Amerika ve Kanada’da yaygın bir spor dalı) oyuncusu olan Conor adlı liseli bir gencin, ergenlikten yetişkinliğe geçişini anlatan çok güzel bir hikaye. Babası deniz kuvvetlerinde ve ailesi sık sık taşınmak zorunda kalıyor. Babası savaşta ölünce Conor kendini kaybediyor. Zamanla, Conor kendini bulmak ve yetişkin bir adam olmak için bir yolculuğa çıkıyor. Ailesinin ve özellikle babasının kendisi ile gurur duymasını sağlamak için büyük bir istek duyuyor. Bir filmde başrolü oynamak gerçekten çok gurur vericiydi ve bu yeni kapıları bana açtığı için Twilight ve beraberinde tüm getirdiklerine teşekkür borçluyum.

İnsanlar sana röportajlarda komik veya çılgın hayran maceralarını sorup duruyor. Gerçekten hayranların hayatını kısıtladığı oluyor mu, yoksa hala sokaklarda fark edilmeden yürümeyi başarabiliyor musun?

Kellan: Twilight’ın nasıl olduğunu hepimiz biliyoruz; dışarı çıkıp dolaştığımda ve alışveriş yaparken insanların dönüp “Aa bu Emmett” veya “Bu Kellan” demeleri tatlı oluyor. Hayranların benden fotoğraf veya imza istemeleri çok gururlandırıcı bir durum ve onlarla ilgilenmeye daima özen gösteriyorum. Benim için bu çok önemli sonuçta her şey onlar için. Hem olumlu hem de olumsuz tarafları olduğu kesin ama hayranlar için ne olursa olsun yapmaktan zevk duyuyorum. Onlar gibisi yok.

Son olarak, mecburi bir soru. Türkiye hakkında ne biliyorsun? Ziyaret etme gibi bir niyetin var mı?

Kellan: Her zaman Türkiye’ye gelmek istemişimdir!! Truva ve Efes antik şehirleri hakkında harika şeyler duydum. Türkiye’nin güzel beyaz kumlu sahillerinde uzanıp rahatlamak isterdim gerçekten. Dalmaya her zaman meraklı olmuşumdur ve duyduğuma göre orada bunun için çok uygun yerler varmış. Çocukluğumdan beri kalelere karşı takıntım vardır ve Türkiye’dekileri de görmeyi çok isterdim. O kadar güzel fotoğraflarını gördüm ki; eminim bizzat görmek nefes kesici olurdu. Kapadokya’daki mağaraları ve Ankara’yı görmeyi de isterdim. Umarım Türkiye’yi birkaç haftalığına da olsa ziyaret etme fırsatını yakalarım, başka hiçbir yere benzemediğini biliyorum.




~Alıntıdır~
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kellan'ın Türk Dergisine Ropörtajı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Alacakaranlık Fanlarına Saygılarla... :: Karakterler~ :: Emmett Cullen (Kellan Lutz)-
Buraya geçin: